img img img img

Yapay Zekâ Çağında Geri Bildirim Kültürü Nasıl Olmalı?

Yapay Zekâ Çağında Geri Bildirim Kültürü Nasıl Olmalı?

Yazan: Canan Büyüksayar, PCC

Yapay zekâ teknolojilerinin iş hayatına hızla entegre olmasıyla birlikte, geri bildirim kavramı da derin bir dönüşüm geçiriyor. Artık yalnızca yöneticilerin çalışanlarına birebir verdiği mesajlardan ibaret olmayan geri bildirimler, çok katmanlı, anlık, veriye dayalı ve insan-merkezli bir sistemin parçası olarak düşünülüyor. Bu yeni çağda geri bildirim kültürü, teknolojiyi bilinçli kullanmakla birlikte, insan dokunuşunun değerini kaybetmeden sürdürülebilir olmalıdır.

Yapay Zekâ Nerede ve Nasıl Geri Bildirim Vermeli?

Yapay zekâ destekli sistemler, geri bildirimin hızlı, nesnel ve düzenli olduğu durumlarda oldukça etkilidir. Özellikle performans takibi ve görev yönetimi gibi alanlarda AI, kullanıcıya zamanında ve ölçülebilir veriler sunarak farkındalık kazandırabilir. Örneğin bir çalışanın haftalık görev teslim oranları, sistemdeki aktiflik düzeyi veya müşteri yanıt süreleri gibi veriler üzerinden geri bildirim vermesi, hem objektiflik sağlar hem de bireyin gelişimini destekler.

Aynı şekilde, çevrimiçi eğitim platformlarında da AI temelli anlık uyarılar oldukça yaygındır. “Bu konuyu gözden geçirmen faydalı olabilir” ya da “Harika ilerliyorsunuz!” gibi kısa ve doğrudan mesajlar, bireyin öğrenme motivasyonunu sürdürmesine yardımcı olur. Bu tür geri bildirimler, klasik öğretici-öğrenci ilişkisini dijital ortama taşıyarak öğrenme sürecini bireyselleştirir.

Yapay zekânın geri bildirimde kullanıldığı bir diğer alan ise veriye dayalı içgörü sunumudur. Örneğin, çalışanların toplantılara katılım oranları, e-posta yanıt süreleri veya iş birliği düzeyleri gibi ölçümler üzerinden sunulan özetler, yöneticilere önemli ipuçları sağlayabilir. Bu tür bilgiler, gelişim alanlarını somutlaştırarak geri bildirimin veriye dayalı bir zemine oturmasını sağlar.

Ancak burada önemli bir hassasiyet devreye girer: AI tarafından sunulan geri bildirimler sade, açık ve yargılayıcı olmayan bir dilde ifade edilmelidir. Çünkü her ne kadar veriye dayalı da olsa, geri bildirimin nasıl söylendiği, ne söylendiği kadar önemlidir. Yargılayıcı ya da soğuk bir ton, kişinin motivasyonunu zedeleyebilir, hatta güven duygusunu sarsabilir.

Yöneticiler Hangi Geri Bildirimleri Vermeli?

AI’ın veriye dayalı geri bildirimlerde öne çıkmasına karşın, insan odaklı, bağ kurmaya yönelik ve duygusal zekâ gerektiren geri bildirimler hâlâ yöneticilerin sorumluluğundadır. Özellikle takdir, yönlendirme, gelişim ve duygusal destek içeren mesajlar, mutlaka bir lider tarafından verilmelidir.

Yöneticilerin en güçlü etki alanlarından biri, değer ve takdir odaklı geri bildirimlerdir. Bir çalışanın katkısının sadece görev düzeyinde değil, ekip ruhuna veya kültüre olan etkisinin ifade edilmesi, kişinin kendini görülmüş ve önemli hissetmesini sağlar. Bu tür geri bildirimler, motivasyonun ve bağlılığın en güçlü besinidir.

Yapıcı gelişim geri bildirimleri de yine liderin alanındadır. Bir davranışın ekip üzerindeki etkisinin fark edilmesi ve bunun gelişim odaklı bir dille iletilmesi, kişinin savunmaya geçmeden bu geri bildirimi kabul etmesine olanak tanır. Burada kurulan güven ilişkisi, geri bildirimi bir tehdit değil, bir destek olarak algılamayı mümkün kılar.

Ayrıca kariyer gelişimi ve potansiyel odaklı geri bildirimler de yalnızca insanlar tarafından anlamlı şekilde verilebilir. Bir çalışana “Sende liderlik potansiyeli görüyorum” demek, yalnızca geçmiş verilere değil, aynı zamanda kişinin karakterine, değerlerine ve tutumuna yönelik sezgisel bir değerlendirme içerir. Bu da yapay zekânın henüz sunamayacağı bir derinliktir.

Yine yöneticilerin vermesi gereken önemli geri bildirim türlerinden biri de empati içeren, insanın duygusal dünyasına dokunan yorumlardır. Çalışanların duygu durumunu fark etmek, destek sunmak ve duygusal yükü paylaşmak, liderlikteki insanî boyutun en güçlü ifadesidir. Bu tür bir teması yapay zekâ ile kurmak, günümüz teknolojisinde mümkün değildir.

Karma Model: AI ve İnsan El Ele

Gelişmiş organizasyonlar artık geri bildirimi “ya AI ya insan” ikilemiyle değil, birlikte çalışan bir sistem olarak kurguluyor. En etkili model, yapay zekâ ve yöneticilerin birlikte çalıştığı hibrit yapıdır. Bu modelde, AI veriyi analiz eder, içgörü sunar, dikkat çeker; yönetici ise bu verileri bağlamlandırır, anlamlandırır ve duygusal zekâ ile bütünleştirerek gerçek bir gelişim süreci başlatır.

Örneğin AI sistemi, “Son bir ayda ekip içi iletişiminiz %30 azaldı” gibi bir veriyi yöneticinin önüne koyar. Yönetici ise bu bilgiyi kullanarak çalışana, “Seni bu aralar daha sessiz görüyorum. Bir şeyler seni zorluyor mu?” gibi bir cümleyle hem içgörü kazandırır hem de destek sunar. Böylece teknolojinin sağladığı şeffaflık ve verimlilik, insan dokunuşuyla daha anlamlı hale gelir.

Yeni Nesil Geri Bildirim Kültürü

Yapay zekâ çağında geri bildirim kültürü; duyarlılık, şeffaflık, hız ve güven ilkeleriyle yeniden tanımlanmalıdır. Teknoloji, düzenli ve ölçülebilir geri bildirimlerle farkındalık yaratırken; yöneticiler, bağ kurma, gelişimi destekleme ve duygusal temas sağlama rollerini üstlenmelidir. En sağlıklı geri bildirim ortamı, teknolojinin sağladığı hızla insanın sunduğu derinliğin birleştiği; yani insan eliyle desteklenmiş, teknolojiyle güçlendirilmiş bir kültür olacaktır.

Bir yanıt yazın